Birkaç gün önce bu sitede yayımlanan Genç Eczacılar Artık İsyan Ediyor adlı kıymetli bir röportajı okudum. Katkı koymak gerek diye düşündüm.
Öncelikle bilinmelidir ki 2012 yılında değişen 6197 sayılı yasanın değişen maddelerinin kaynağı 1996 yılına dayanmaktadır.
1996 yılında benim de heyet üyesi olduğum TEB Merkez Heyeti 6197 sayılı yasanın ilaç, eczacı, eczacılık, eczanelerle ilgili maddelerinde değişiklik yapılarak TBMM’de yasalaşması için yasa tasarısı hazırlama kararı aldı.
Bunun için çok sayıda eczacı odası üyesinin katılımıyla oluşturulan 6197 sayılı yasa tasarısı hazırlama komisyonu bir yıl müddetle çalışarak bölgeler arası toplantılarda tartışarak yasa tasarısı hazırladı.
Bunun için başta Avrupa eczane eczacılığı da incelendi (bunu bahane ederek Avrupa seyahatleri yapılmadı) nüfus artış oranları istatistiki olarak devletten alınan bilgilerle incelendi.
Bu arada heyet olarak mevcut eczacı sayısında planlama yapılmadığı için ihtiyaçtan fazla olması, devlet hastanelerinin eczanelerinde ve ilaç sanayinde çok az sayıda eczacı istihdam edilmesi gerçeği karşısında eczacılık fakültelerinin öğrenci alma kontenjanlarının düşürülmesi ( o zamanlar şimdiki gibi patır patır 4-5 katlı her apartmanda fakülte açılmıyordu) için; fakültelerde verilen eğitimin sanayi eczacılığı, klinik eczacılık, eczane eczacılığı gibi alanlarda ihtisaslaşmayı sağlaması ve eczacıya çeşitli istihdam alanları açılması için fakültelerle çalışma yapmış ve Sağlık Bakanlığı ile YÖK’ten taleplerde bulunmaya başlamıştık.
İstihdamın artması için devlet ve özel hastane eczanelerinde her 50 yatak için bir eczacı çalıştırılması, o yıllarda verilen fakülte eğitimleri de dikkate alınarak eczane açmak isteyenlere 1 yıl yardımcı eczacılık yapma ve küçük ve orta sermayeli eczaneleri korumak, eczaneler arası haksız rekabetleri önlemek ve yaşatmak için yaşamayı da sağlayarak halk sağlığının öncelendiği toplumsal eczacılığın önünü açmak adına eczane açılmasını 3.500 kişiye bir eczane sayısıyla sınırladık.
Serbest eczaneler arasında 500 metre mesafe koyarak hem haksız rekabetleri hem de yardımcı veya devamlı eczacı çalıştırmanın “çalıştırdığım eczacı yarın öbür gün yanıma eczane açar” korkusuyla yapılmamasını önlemeye çalıştık.
Hastane karşılarında 500 metre sınırlamasını her hastane için belirlenecek mesafeler için de kaldırdık tasarımızda.
Hastane içlerinde serbest eczane açılmasını kesin bir şekilde haksız rekabeti önlemek ve adaleti sağlamak adına yasakladık.
İkinci eczacı gibi ne olduğu ne gibi yetkisi olduğu anlaşılmayan bir madde yoktu tasarımızda.
Devlet ve özel hastanelerde 50 yatak başına bir eczacı istihdam etmek kuralı getirdik tasarıda. Serbest eczanelerde ciro ve/veya reçete sayılarına göre eczacı istihdam etme kuralı, toplum eczanelerinde halka ilaç ve sağlık hizmetini eczacının yapmasının yaygınlaşması isteğini de barındırıyordu. Devlet ve özel hastane eczanelerinde eczacı çalıştırılmaması gerçeğine karşı eczacı istihdamını ağırlıklı olarak hastanelerin üstlenmesini ve yine buralarda da halka ilaç hizmetini eczacının vermesini de amaçladık.
Serbest eczane ve hastane eczanelerinin ruhsatlarının nasıl verileceğini düzenledik ve meslek örgütümüzün ruhsat verme konusunda, bilhassa muvazaa konusunda etkin olması sağlandı.
İlacı geniş bir şekilde tarif ederek, eczacılık geniş kapsamlı tarif edilerek, OTC adı altında ilacın bakkalda, markette, internette, benzin istasyonunda satışını kesin olarak engelleyen ilaç tarifi ile (vitaminleri ve şimdiki “gıda takviyesi” denilen ilaçları) ilacın ve üretim eğitimini aldığımız insan sağlığı için kullanılan müstahzarların sadece eczanede satılacağını düzenleyerek; eczacının yetkilerini ve görevlerini halk sağlığını gözeterek düzenledik tasarıda…
Yine sadece eczacının eczane açma ve sadece bir eczane açma tekeli de diyebileceğiniz halk sağlığı için olmazsa olmaz kuralı; özel şirketlerin toplum eczanelerini zincir eczanelerle yok etme girişimleri ile mücadele ettiğimizden gündemde tutulan ve sonu zincir eczanelerin kapısını aralamaya yarayacak “eczacı-eczacı ortaklığını” gelen isteklere rağmen taslağımıza koymadık.
6197 sayılı yasanın birçok maddesini değiştiren ve TEB tarihinde ilk kez kurulan bir komisyonun bir yıl çalışarak sonuçlandırdığı 6197 tasarısı birçok bölgeler arası toplantıda tartışılarak yasa tasarısı hazırladık 30 yıl önce…
O dönemde Türk Eczacıları Birliği Başkanı olan Domaç, devir değişip şimdinin iktidar partisinden vekil olunca bu yasa tasarısının; OTC (elden reçetesiz tezgahtan satılan ve devletçe ödenmeyen ilaçlar demek özetle) uygulamasını önleyen, devlet ve özel hastane eczanelerinin ruhsatlanmasını ve her 50 yatak için bir eczacı istihdam etme zorunluluğu getiren kuralları başta olmak üzere halk sağlığını gözeten, toplumsal eczacılığı hedefleyen maddelerini almayarak 2012 yılında artan fakülte sayılarını engellemeden ve dikkate almadan ve her kişinin ilaç tüketim miktarının değişimini hesap etmeden 3.500 kişiye bir eczane kriterini aldı 2012’deki yasa değişikliğine.
Yardımcı eczacı şartını, toplumsal eczacılık amacından farklı bir gözle sadece artan istihdam sorununa çözüm için serbest eczanelere yük yükleyen bir anlayışla yasaya koyup devlet ve özel hastane sahiplerini koruyup kollayarak, her 50 yatak için bir eczacı çalıştırma kriterini yasaya asla almayarak, istihdamın tamamını serbest eczanelere yükledi. İkinci eczacılık gibi abuk ve hem mesleki hem yasal dayanağı olmayan bir uygulamayı yasaya soktu.
İlacın tarifi ve sadece eczanede satılması, eczacılığın kapsamlı tarifi ve yetki ve görevleri bire bir bu yeni yasada uygulanmadı. Yine, YÖK’ün eczacı sayısını plansız çoğaltan yeni fakülteler açmasını önleyecek önlemleri 6197 ile beraber yürürlüğe sokmadan “ben yaptım, oldu bitti” anlayışı ile piyasa ekonomisinin ilaca ve sağlığa müdahale etmesinin önlenmesini amaçlanmadan 6197’yi değiştirmiştir bu “akıl”.
*
Meslek örgütlerinin birincil olarak, bıkmadan usanmadan, oturdukları koltuklardan değil de ellerini taşın altına sokarak, sokaklara çıkılarak, mitingler yapılarak kâr amaçlı kurulmuş, eğitimi yetersiz ve halk sağlığını düşünmeden rant amaçlı açılmış fakültelerin — öncelikle akreditasyon belgesi olmayan eğitimi yetersiz olanların — derhal kapatılması ve asla yenilerinin açılmaması sağlanmalıdır.
Meslek örgütüne yönetici olarak aday olacaklara ilk bu soruyu sormalı bugün sayısı giderek artan genç eczacılar:
“Gerekirse” diye başlamadan, belli kriterlere uymayan akreditasyon belgeleri olmayan fakültelerin derhal kapatılması ve hiçbir surette eczacı istihdamı sorunu bitene kadar (20 mi, 50 mi yıl olur, fazla mı olur), yeni eczacılık fakültelerinin açılmaması için sokaklara çıkıp mitingler, yürüyüşler yapacak cesaretin ve bilgi birikimin ve tecrüben ve yüreğin var mı? Yani sen aday olarak insan sağlığını, halk sağlığını, geleceksizliğe mahkûm edilen meslektaşlarını mı önceliyorsun, yoksa mış gibi yaparak koltuk keyfi mi yapmak istiyorsun?
Mutlaka devlet ve özel hastanelere her 50 yatak başına bir eczacı istihdamı 6197’ye eklenmelidir. İstihdam sadece serbest eczanelere yüklenemez. Yüklendiğinde şimdiki sorunlar ortaya çıkıyor ve bu sorun kesinlikle çözülemiyor.
Serbest eczanelerin eczacı çalıştırması da özendirilmelidir. Biz eczane arası 500 metreyi tasarımıza koyarken, eczanede çalışan eczacının bir müddet sonra çalıştığı eczanenin dibine eczane açamamasını planladık. 500 metre olunca eczane sahibi, “O zaman yarın benim dibime eczane açamaz,” rahatlığıyla eczacı çalıştırıyor ve yardımcı eczacıya asgari ücretin altında para verip “ara sıra gel, gelince de kenarda köşede sadece otur” demez diye düşünmüştük 30 yıl önce…
Eczaneleri 3.500 kişiye bir adet diye kısıtlıyorsak, bu kısıtlamanın pratikte gerçekleşmesi için eczaneler arasında en az 500 metre mesafe olmalıdır ve bu 6197 içinde yer almalıdır.
Mesela Almanya’da sadece eczane değil, market, bakkal, kahvehane, berber, kafe gibi yerler açılırken bile mesafe şartı var…
Türkiye’de mesafe şartı sadece kumarın döndüğü iddia ve at yarışı bayileri arasında var…
İlaç tanımı geniş kapsamlı tarif ettirilerek ilacın eczane dışında ve internet ortamında OTC veya gıda adı altında her ne surette olursa olsun satışının olmamasını sağlayan maddelerin derhal 6197’ye konulması şart.
30 yıl önce TEB tarihinde ilk defa baştan sona her şey düşünülerek hazırladığımız 6197 sayılı yasamızı; 2012 yılında serbest piyasa ekonomisinin kurallarından eczacılığı koruyacak uygulamaları almadan ve istihdam yükünü devlet ve özel hastanelerden alarak onları koruyarak sadece serbest eczaneler üzerine yükleyerek ve yeni fakülteler açılmasını durduracak yasal değişikliklerin yapılmasını sağlamadan 3.500 kişi kısıtlamasını yapmaktır bugünün sıkıntısı…
Çözümü de sağlığı önceleyerek, toplumsal eczaneleri planlayarak, serbest eczaneleri ve eczacıları piyasa ekonomisi kurallarından koruyan; 5’er yıllık planlamalar yaparak eczacı istihdamı için çözümler getiren; fakülte eğitimlerinde devrim yaparak ezber eğitime son verecek fakülte eğitim planlamasını yaparak; sanayi eczacısı, klinik eczacı, serbest eczane eczacısı, akademisyen eczacı gibi eğitim planları yaparak — ve bunun için — “salla başını al yüksek maaşını” alışkanlığını benimsemiş prof., doçent, dr., asistan eczacıları da bir bir silkelemek gerek.
Onlara halk sağlığı açısından piyasa ekonomisinin sağlığı yok ettiği hatırlatılarak kabuklarını kırıp dünyayı görmelerini ve en azından ettikleri yemine uygun davranarak eczacı yetiştirme eğitim sistemini değiştirme ve toplumsal eczacı yetiştirme konularında meslek örgütleriyle birlikte hareket etmeleri sağlanmalıdır.
Tüm bunlar ve bunlara ilave edilecek toplumsal eczacılık kriterinde eğitim ve hizmet sağlanana kadar durmak yok! Ve bunlar sağlanmadan sanki her şey yolundaymış gibi hocaya, mocaya, ona buna plaket falan vererek oluşturulan “hizmet anlayışlarına” son verecek meslek örgütleri…
Bu ilkeler ve program etrafında birleşerek, tüm yurtta odalarda aday olup seçilmeli ve özgür ve bağımsız olarak, oda başkanlarının delege ağalığına prim vermeyen delegeler seçerek TEB’de de temsil edilmelidirler.
Sözleri çok olup çözüm önerileri olmayanları değil içi dolu anlamı olan toplumsal eczacılığı hedefleyerek söz söyleyenleri ve eczacıyı halkın çıkarı ile birlikte beraber gözeten çözüm önerileri olanları seçmek gerekiyor artık.
En azından seçmeyi öğrenmeye başlamak gerekiyor.
Bugünlerde bir isyan başlıyorsa bu sisteme, sesi mutlaka buralara da ulaşacaktır…