Bu siteyi kullanarak Çerez Politikası'nı ve KVKK şartlarını kabul etmiş olursunuz.
Kabul et
İlaç Emekçileriİlaç Emekçileriİlaç Emekçileri
  • Haberler
    • Haber
    • Gündem
    • Dosya
    • Köşe Yazısı
    • Haber
    • Gündem
    • Dosya
    • Köşe Yazısı
    Okunan:Dogville Kasabasında Suç Bireysel Mi Toplumsal Mı?
    eczacilik
    Köşe Yazısı

    2013 Sonrasında Okuyup Mezun Olanlar Eczacı Değil Mi?

    2013 yılı ve sonrasında eczacılık fakültelerinde eğitimine başlayıp mezun olan eczacılar, içinden…

    Ecz. Cem Kılınç 7 dakikalık okuma
    Eczacılık Korunması Halk Sağlığı Gereğidir!
    Köşe Yazısı
    Eczacılığın Korunması
    Sağlık Bakanı HPV Aşısını Ücretsiz Yapmadan Gitti!
    Haber
    Sağlık Bakanı HPV Aşısını Ücretsiz Yapmadan Gitti!
    Prof. Dr. Nurettin Abacıoğlu Hocamızın Ardından...
    Haber
    Prof. Dr. Nurettin Abacıoğlu Hocamızın Ardından…
    Eczaneden Şahsiyetler: "Deli Yeter”
    Köşe Yazısı
    Eczaneden Şahsiyetler: “Deli Yeter”
  • Kamu Spotu
    Sağlık Ayağa Düştü, Hatta "Ayak Yoluna"

    Sağlık Ayağa Düştü, Hatta “Ayak Yoluna”

    Etik Bir Sorun: Influencer Eczacılar

    Etik Bir Sorun: Influencer Eczacılar

    Eczaneden Şahsiyetler: İlaç Fiyat Farkı ile Pazar Alışverişi Yapabilen Yoksullar

    Eczaneden Şahsiyetler: İlaç Fiyat Farkı ile Pazar Alışverişi Yapabilen Yoksullar

    Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol İle Zona Hastalığı ve Aşısı

    Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol İle Zona Hastalığı ve Aşısı

    Demir Eksikliği ve Takviyeleri

    Demir Eksikliği ve Takviyeleri

  • Söyleşi
  • Kantin
  • Kültür Sanat
  • Podcast
Okunan:Dogville Kasabasında Suç Bireysel Mi Toplumsal Mı?
Font ResizerAa
İlaç Emekçileriİlaç Emekçileri
Font ResizerAa
  • İlaç Emekçileri
  • Haber
  • Gündem
  • Kamu Spotu
  • Dosya
  • Köşe Yazısı
  • Söyleşi
  • Kantin
  • Kültür Sanat
  • Podcast
  • İletişim
Arama
  • Haber
  • Gündem
  • Dosya
  • Köşe Yazısı
  • Kamu Spotu
  • Kantin
  • Söyleşi
  • Kültür Sanat
  • Podcast
Takip Et
  • İlaç Emekçileri
  • İletişim
  • KVKK
Copyright © 2024 İlaç Emekçileri. Tüm Hakları Saklıdır.
Designed & Developed by Hip Medya
İlaç Emekçileri > Yazılar > Kültür Sanat > Dogville Kasabasında Suç Bireysel Mi Toplumsal Mı?
Kültür Sanat

Dogville Kasabasında Suç Bireysel Mi Toplumsal Mı?

Lars von Trier’in ‘Dogville’ isimli filmi ahlaki konularda epey düşündüren bir film olmasıyla bu yazının konusu oldu. Yönetmen kendi bakış açısını çok net bir şekilde film sonunda gösterse de ona katılıp katılmamak bize bağlı.  

Ecz. Aysu Karbuz Deveci
Son güncelleme: 2 Mayıs 2024 15:56
Ecz. Aysu Karbuz Deveci 9 dakikalık okuma
Paylaş
Dogville Kasabasında Suç Bireysel Mi Toplumsal Mı?
Dogville Kasabasında Suç Bireysel Mi Toplumsal Mı?
PAYLAŞ

Meslek hayatında birçok kez ahlaki anlamda ikilemlerde kaldığımız durumlarla karşılaşmışızdır. Çoğu durumda Deontoloji* bize yol gösterici oluyor ve sıkıştığımız yerlerde sosyal medya sağ olsun fikir alışverişinde bulunmak için meslektaşlarımızla bir araya gelebiliyoruz. Yapabileceğimiz diğer şeyler arasında ahlak-etik çerçevesinde değerlendirebilecek kitap ve filmlere yönelmek, zihin dünyamızda bu konularla haşır neşir olmak yer alıyor. Lars von Trier’in ‘Dogville’ isimli filmi de ahlaki konularda epey düşündüren bir film olmasıyla bu yazının konusu oldu. Yönetmen kendi bakış açısını çok net bir şekilde film sonunda gösterse de ona katılıp katılmamak bize bağlı.  

Film, mafyadan kaçan Grace isimli oldukça güzel bir kadının, Dogville isimli ufak bir kasabaya, kasabanın sakinlerinden olan Tom isimli genç bir yazar adayı sayesinde sığınmasıyla başlıyor. Tom, kendine çok sevdiği Dogville halkını daha da ahlaklı yapmak gibi bir görev biçmiş biridir, hatta bu nedenle toplantılar tertipler. Tom, kasaba halkını iyi ve dürüst insanlar olarak görür, onları iyi analiz ettiğini düşünür ancak bunu test etmek ister ve  Grace’i bu amaç için bir lütuf gibi görür, planları doğrultusunda Grace’i yönlendirir, toplumsal bir deney yapmaya çalışır. 

Başlangıçta Grace’i tehlikeli bulan ve mafyadan korkan kasaba halkı onu saklamak istemese de Grace’e kendisini tanıtması için iki haftalık bir süre verir. Böylece muhtaç birini dışlamamanın verdiği rahatlık ile “hepsi ellerinden geleni ve hatta pek çok insanın yapabileceğinden fazlasını yaptıklarının bilinci içinde aynaya gönül rahatlığıyla bakacaktır.” 

Bu iki haftalık süreçte Grace kendini kabul ettirebilmek için, her gün bir saatini Dogville’deki bir evin işlerine yardım ederek geçirecektir. Kasaba halkı başlangıçta bu yardımlara ihtiyaçları olmadığını söyleseler de zamanla Grace’e yer açarlar ve ona yapabileceği işler icat ederler. Grace gerek bir evde kör birine kitap okur, gerek diğer evde çocuklara bakar, gerekse bahçecilik yapar…Daha pek çok işte kasaba halkının yardımcısı olur ve artık kendini sevdirmeyi başarmıştır.  

- Dayanışma Yaşatır -
Ad imageAd image

Zamanla kasabaya polisler gelip gitmeye başlar ve her yere Grace’in aranıyor fotoğrafları asılır. Mafya ile polisin birlikte hareket ettiğini düşünen kasaba halkı Grace’i korumak için polise Grace’in orada olduğunu söylemezler, ancak üzerlerinde artan bir baskı oluşur ve doğru söylemediklerinden dolayı suçlu hissederler. Bu nedenle kasaba halkının onu istemeyeceğini düşünen Grace artık gitmesi gerektiğini düşünür ama Tom onu kalması konusunda ikna eder. Ancak Grace’in kalmak için daha çok bedel ödemesi gerektiğini söyler. Grace herkesin evine günde bir defa değil iki defa gitmeyi kabul eder. Üstelik kasaba halkı artık hiç ücret vermeyecektir. Böylece Grace sabahtan akşama kadar sadece karın tokluğuna ve barınakta kalmasına karşılık minnettarlık duygusuyla çalışmaya devam eder. Grace bu ağır çalışma koşullarında doğal olarak bazı ufak tefek hatalar yapar ancak kasaba halkı hiç affedici değildir. Grace başlangıçta verdiği sözleri zamanla değişen koşullara göre revize etmeye çalıştığında ise insanlar onu verdiği sözleri tutmamakla ve nankörlükle suçlar. Herkes Grace’i ihbar etmekle tehdit ederek ondan istediğini almaya çalışır. Tüm bunlara önceden severek yardım ettiği ve dost gördüğü erkeklerin tacizleri eklenir, tacizler yerini tecavüze bırakır. Kasabanın kadınları Grace’i erkeklerini ellerinden almakla suçlarlar. Dogville halkı topluca yaptıkları her suç ortaklığında şu cümleyi kurmaktadır: “Bunu yapmak zorunda kaldığımız için hiç mutlu değiliz.” 

Daha Fazla Oku

Vedat Türkali, Yeşilçam Dedikleri Türkiye, 1986, Ayrıntı
Yeşilçam Dedikleri Türkiye Romanı – 2
Peki Ama Bu Kadınlar Neden Delirdi?
Yaren Leylek ve Yerel Seçimler
Afşin Kum’un Sıcak Kafa ve Kübra Romanları Üzerine: Yalanın Esir Aldığı İnsanlar
Yeşilçam Dedikleri Türkiye Romanı – 1

Bu noktadan sonra film izlemesi zor bir hal alır ve duygusal açıdan biz izleyiciyi epey zorlar, filme bakmak daha da cesaret ister hale gelir. Grace kendisine yapılan haksızlıklara karşı nedenlerini meşrulaştıran bir tavır içerisindedir. Grace en başından beri hep oldukça düşünceli, iyi niyetli, hoşgörülü, naif ve diğerkamdır. Kendisine sunulan ekmeği çok aç olduğu halde hak etmediğini söyleyerek reddeder mesela ya da kasaba halkı onu istemezse giderken görünmemeyi bile düşünür vicdan azabı çekmemeleri için. Pek çok kez Grace’in ne kadar düşünceli ve merhametli olduğuna şahit oluruz. Grace kendi çıkarı açısından bakmaz olaylara, ne kadar acı çekse de kötülük yapanların sebepleri üzerine yoğunlaşır. Ayrıca Grace’in kötü şeyleri hızla aklından uzaklaştırıp uykuya dalabilme, kötü şeyleri iyiye yorabilme gibi bir özelliği vardır. Bu da onu isyankar bir tutumdan uzak tutar ve koşulları değiştirici olmaya itmez. Oysa Grace’in kendisi kasaba halkı yerinde olsaydı onlar gibi davranır mıydı? İşte bu sorunun cevabını verdiğinde Grace’deki büyük değişime şahit oluyoruz.   

Tom karakteri de yaşadığı toplulukla ilgili hayal kırıklıklarına uğrar ancak onlara karşı durmak yerine onlardan biri olmayı seçer. Kasaba halkına kızmadan ve yargılamadan Grace’e yaptıkları anlatıldığında onların birden aydınlanacağını, utanacağını ve iyilikte mertebe atlayacağını zanneder. Oysa bu boynu bükük yüzleştirme kendisini zor duruma düşürmekten başka bir işe yaramaz. Tarafını seçmelidir: Dogville mi Grace mi?  

Film; karşılıksız iyilik, kibir, açgözlülük, affetmenin sınırı, insanın zaafları ve eğitimi, yabancının kabulü gibi pek çok konuyu, dünyadan kopuk kapalı bir yer diyebileceğimiz
bir kasaba ortamında ele alıyor.

Yönetmenin kurduğu bu ilkel düzenekte, hukukun ellerinin uzanmadığı Dogville kasabasında her şey kasaba halkının oylamasıyla şekilleniyor, mahkeme ve adalet yok! Dogville’de toplumun ortak değerlerini öğretecek bir eğitim-öğretim okulu yok, sadece kilise var. İnsanların değişimi her zaman kötüye doğru değil, çevresel pek çok faktörün etkisiyle iyiye doğru da gidebilir. Ancak filmim sonunda insanları eğitmenin tek yolunun onlara “köpek gibi davranılması” olduğu söyleniyor. Üstelik, bir köpek gibi nefsine uyanı kimin terbiye edeceğinin cevabını örtük bir şekilde güçlü ve zengin olan gibi gösteriyor film.  

Dogville filmi insanlığın bugüne gelene kadar geçirdiği evreleri, medenileşmiş hallerini yok sayıyor ve insanın özüne dair kötüdür diyor. (Tom’un ağzından acı bir deneyim olsa da insan olmak hakkında çok şey öğrendikleri söyleniyor. Grace’in ağzından doğalarına uygun davrandıkları söyleniyor.)

Medeniyetin geldiği noktanın kusursuz olduğunu söylemiyorum, aksine daha alınacak çok yol var. Ama insanın özünün kötü olduğunu iddia eden bir tez dünyayı nasıl ileriye götürebilir ki, aksine pasifizme etmez mi? Dolayısıyla yıkıcı sonun gelmesi önlenemez oluyor. Yönetmenin diğer filmlerinde de gördüğümüz  mizontropi (insan sevmeme) bu filmde de kendini gösteriyor ve seyirci kasabanın yıkımını isteyecek şekilde kışkırtılıyor, örneğin filmin sonunda Grace’in intikamını almasıyla rahatlamayan var mıdır? Aynı hissi ben Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Yaban’ını okurken yaşamıştım. Ancak Yaban’da aydınımız tüm köy yok olurken şöyle diyordu:  

“Ondan ricam şudur ki, burada bana bir yabancı
muamelesi ettikleri, beni kendilerinden sanmayıp daima manevi bir ezaya mahkum kıldıkları için köylülere bir öfke bağlamasın. Onları, ben küçük bir sığırtmacın ölüsü
başında affettim. Ve bu umumi facia anında hepsine, hatta Salih Ağa’ya bile hakkımı helal ediyorum. Bunların hiçbiri ‘ne yaptığını’ bilmiyor.”

Eğer, bilmiyorlarsa kabahat kimin? Kabahat, benimdir. Kabahat, ey bu satırları heyecanla okuyacak arkadaş; senindir. Sen ve ben onları, yüzyıllardan beri bu yalçın tabiatın göbeğinde, herkesten, her şeyden ve her türlü yaşamak zevkinden yoksun bir avuç kazazede halinde bırakmışız. Açlık, hastalık ve kimsesizlik bunların etrafını çevirmiştir. Ve cehalet denen zifiri karanlık içinde, ruhları, her yanından örülü bir zindanda gibi mahpus kalmıştır. 

Bu zavallı insanlardan, sevgi, şefkat ve insanlık namına artık ne bekleyebiliriz? Bu iklimin çoraklığı, ruhlarını kurutmuştur. Bu ıssızlık ve gurbet onlara müthiş bir egoizm dersi vermiştir. Onun için her biri yuvasında bir kunduza dönmüştür” 

Her ne kadar film beni güçlü duygularla sarsa da aklım Yakup Kadri’nin Yaban’ının  dediklerine katılıyor. Tüm kasaba halkının cezası filmdeki gibi mi olmalıydı? İşte şirazeyi ayarlamak öyle kolay iş değil. Bu nedenle günü kurtaran değil geleceği kuran bir yerden, üzerine düşünmemiz gereken daha çok mevzu olduğu kanaatindeyim.

Filmi izleyecek olanlara şimdiden iyi seyirler dilerim… 

Etiketler:Dogville, Film İncelemesi, Lars von Trier, Yaban, Yakup Kadri
VIA:*Deontoloji, bir mesleği uygularken mutlaka uyulması gereken ahlaki değer ve etik kuralları inceleyen normatif etik teorisidir.
Bu makaleyi paylaş
Facebook Twitter Whatsapp Whatsapp Telegram Email Bağlantıyı Kopyala Yazdır
Önceki Makale Doğum Kontrol Yöntemleri Doğum Kontrol Yöntemleri
Sonraki Makale Nedir Bu Homeopati? Nedir Bu Homeopati?
Yorum yapınYorum yapın

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

FacebookBeğen
TwitterTakip et
InstagramTakip et
YoutubeAbone Ol
- Dayanışma Yaşatır -
Ad image

Bunları da beğenebilirsin

Fazilet Eczanesi 
Kültür Sanat

Sevda Şener’in Kaleminden Fazilet Eczanesi 

2014 yılında kaybettiğimiz, Türk tiyatrosuna birçok katkısı olan, kitaplarıyla hizmet…

13 dakikalık okuma
Kızıl Hisar'daki Yeni Evimiz
Kültür Sanat

Kızıl Hisar’daki Yeni Evimiz

Meis (Kızıl Hisar) Türkiye’ye en yakın Yunan adası, aramızda sadece…

5 dakikalık okuma
bir sifa bagimlisinin itiraflari belgeseli uzerine
Kültür Sanat

Bir Şifa Bağımlısının İtirafları Belgeseli Üzerine

Bir Şifa Bağımlısının İtirafları 2020 yılında 6 bölüm olarak çekilmiş…

8 dakikalık okuma
İçinde Kaybolunan Büyü: Tango
Kültür Sanat

İçinde Kaybolunan Büyü: Tango

Aşkın, tutkunun, şehvetin, cesaretin, kuralların simgesi olan çekici ve cazibeli…

3 dakikalık okuma
İlaç Emekçileriİlaç Emekçileri
Takip Et
Copyright © 2024 İlaç Emekçileri. Tüm Hakları Saklıdır.
Designed & Developed by Hip Medya
  • İlaç Emekçileri
  • İletişim
  • KVKK
Oturum Aç

Giriş yapmak için aşağıdaki bilgileri doldurunuz.

Şifreni mi unuttun?