Rahim ağzı kanserini dünyadan silebilecek aşı gibi bir silaha sahibiz. Biz de HPV aşısının ulusal aşı takvimine alınmasını talep eden bir inisiyatifiz. Ama özellikle aşısız toplumlarda, esasında sekonder koruma kapsamında ele alınan taramalar çok önemli bir yerde duruyor. Sizle de yıllarınızı verdiğiniz bu konuyu ele alalım istedik. Rahim ağzı kanseriyle alakalı yapılan taramalar nelerdir ve bu testler nerelerde yapılmaktadır?
Hoş buldum. Rahim ağzı kanseri, son on yıldır gerek sahada gerek çalıştığım merkezlerde tarama yaptığım, takip ettiğim ve eğitim verdiğim önemli bir konudur. Rahim ağzı kanseri için yapılan testlerden ilki HPV-DNA testi, ikincisi ise pap smear testidir. Bu testler Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi (KETEM) ve aile sağlık merkezlerinde ücretsiz olarak yapılmaktadır. Merkezlerimizin yanı sıra aynı testler kamu ve üniversite hastanelerinde de yapılabilmektedir ve biz bunu “fırsatçı tarama testi” diye adlandırırız.
Peki bu smear ve HPV – DNA testleri için taramaya katılmak isteyen kişilerden nasıl örnek alıyorsunuz? Basit bir işlem mi, ne kadar sürüyor, can yakıcı mıdır?
HPV testi son derece basit ve ağrısız bir işlemdir. Can yakıcı ve korkulacak bir test değildir Kadınların her yıl yaptırdığı smear testine çok benzetilmektedir. Parça alınmadan, sadece sıvı ve hücreyi bir fırça ile hastanın canı yanmadan sürüntüyle aldığımız örnekten testimizi kolaylıkla yapıyoruz.

Maalesef birçok kişinin bu bilgilerden bile haberi yok. Kimisi ise kimi gerekçelerle çekindiği için taramalara katılmaktan imtina ediyor. Aslında burada esas sorumluluk halkın sağlığını korumakla yükümlü olan Sağlık Bakanlığı ve ilgili kurumları. Sizce bu taramalar kamudaki yetkililer tarafından nasıl planlanmalı?
Maalesef on yıldır HPV ve rahim ağzı kanseri tehlikesini anlatmamıza rağmen ulaşamadığımız milyonlar var. Sağlık Bakanlığının ilk olarak kamu spotları hazırlayarak televizyon, radyo ve sosyal medya mecralarında bu farkındalık çalışmalarını yaygınlaştırması gerekiyor. Bir sanatçı HPV konusunda aydınlatıcı içeriklerin yüzü olabilir. Sürekli güncellenerek hap bilgililer içeren kısa videolar hazırlanıp yayımlanabilir. Sağlık Bakanlığı, 18 yaş üstü kadınlara yaşlarına ve varsa bir önceki sonuçlarına göre “HPV tarama testleri yaptırdınız mı? X nolu aile hekimliğinde HPV tarama testleriniz sizi bekliyor, x tarihine kadar testlerinizi yaptırmanız sağlığınız açısından önem arz ediyor.” gibi mesajlar atabilir. Bu hem farkındalık sağlarken bu haklarını bilmeyenlere haklarını hatırlatmış olur ve yapılacak kampanyalarla taramalara katılımı artırmış olur. Emniyet Genel Müdürlüğünün, Meteoroloji Genel Müdürlüğünün, AFAD’ın önemli durumlarda uyarı için attığı mesajlar gibi. Çok izleyiciye sahip spor müsabakalarında mor ve mavi toplar kullanılarak, büyük pankartlar açılarak büyük kitlelere ulaşması sağlanabilir. Tabi tüm bunları yaparken artık bir utanca son verecek adımı atmaları da gerekir. 150 civarında ülkede ücretsiz olan HPV aşısını hızlıca ulusal aşı takvime alıp öyle başlamalılar bu çalışmalara. Aksi halde inandırıcılığı da olmaz, etkisi de.. KETEM’lerin her ilçede bulunacak şekilde yaygınlaşması ve halk eğitimlerin artması gerekmektedir.

Özellikle meslek hayatınızdaki son yılları, İstanbul’daki büyük bir ilçemizin sağlık müdürlüğünde geçirdiğinizi biliyoruz. Uzun yıllar erken teşhis sağlayarak kanserle mücadele etmiş bir hemşire olarak kamu kuruluşlarındaki bürokratların bu konuya sağlıklı bakabildiğini düşünüyor musunuz? Bu konuda sahadan edindiğiniz deneyimlerin başında neler gelmektedir?
Bu konuda çok eksiklerimiz olduğunu düşünüyorum. Rahim ağzı kanseri eğitim videolarımızda rahim ağzı kanserini önleyen HPV aşısı ile ilgili bilginim olmaması büyük bir eksiklik olduğunu düşünüyorum. Taramalarımızda en sıkıntı çektiğimiz konu taranan yaş aralığının 30-65 yaş ile sınırlandırılması. Taramaların en az 25 yaşa indirilmesi gerekiyor. Hatta 18 yaşından büyük tüm kadınların tüm kamu kuruluşlarında HPV testini ücretsiz olarak kolay ulaşılabilir biçimde yaptırabilmesi gerekir. Diğer önemli konumuz HPV taramasının yapılma süresi… HPV testi yaptığımız, sonucu negatif çıkan hastalarımıza beş yıl sonra tekrar tarama yapılmaktadır. 5 yıldan önce kamu kuruluşunda ücretsiz test yaptıramıyor maalesef ama beş yıl sonra tekrar geldiğinde CIN2 veya CIN3 veya kanser teşhisi alan hastalarla da çok karşılaştık. HPV testi negatif çıksa bile bir sonraki taramaya katılma süresi 3 yıldan fazla olmaması lazım. Sağlık Bakanlığının taramalarının düzenli yapılması için malzeme desteğinin süreklileşmesi gerekmektedir. Elimizde 6-7 ay boyunca HPV – DNA testi bulunmadığı için hastaların geri döndüğünü ve mağdur olduğunu, hatta kontrolü olan hastaların bile takiplerini askıya almak durumunda kaldığını çok gördük. Sağlıkta devrim yaptık iddiasında olan bir anlayış için bunlar kabul edilemez halk sağlığı problemleri olsa gerek!..
Sizin de bizzat deneyimleyerek bildiğiniz üzere aşısız toplumlarda kadınların % 80 kadarı en az bir HPV enfeksiyonu edinmekte. Bir kadının daha ilk cinsel deneyiminde bu enfeksiyonu edinmesinin kümülatif riski %46. HPV’nin toplumda ne kadar yaygın olabileceğini yıllarca gözlemlemiş biri olarak bir sağlık profesyonelinin HPV pozitif bireylerle nasıl iletişim kurması gerektiğini düşünüyorsunuz?
Bu konuda HPV pozitif çıkan hastalara doğru bilgi vermek gerekiyor. HPV pozitif çıkan hastalar “Ben kanserim, öldüm bittim!” diye düşünüp, ağlayarak hastanelere gidiyorlar. İlk önce HPV pozitif çıkan hastaların kanser olmadığını, basit bir tedavi ve kontrolle bu riski tamamen ortadan kaldırabileceğini anlatmak gerekiyor. Hatta HPV testi yaptırdığı için ve erkenden bunu öğrendiği için şanslı olduğunu söylemek gerekiyor. Doğru bilgi verildiği zaman hastanın bir defa kaygıları azalıyor ve o zaman daha sağlıklı düşünmeye başlıyor. İkinci olarak hastalarda en sık karşılaştığımız şeylerden biri de suçluluk duygusu ve toplum baskısı ile gelen kendine karşı saygı kaybı. Bir suçlu arıyor bazen, HPV pozitif olduğu için damgalanma endişesi yaşayan kişi. Kendini, partnerini ya da cinsel deneyimine karşı öfke biriktirebiliyor. Oysa ortada bir suçlu aranacaksa suçlunun 9 yaşında onu aşılaması gerekip aşılamayan Sağlık Bakanlığı bürokratları olduğunu bilmesi gerekiyor. Ayrıca sağlık personelinin hastanın özel hayatına, mahremiyetine saygı göstererek, eleştirmeden, bilim dışı bir yorum yapmadan iletişim kurması gerekiyor. HPV pozitif hastaları yönlendirdiğimiz hastanelerde, kimi zaman çok kötü geri dönüş aldıklarımız da oldu bu konularda. “Bak, kocan seni aldatmış.” gibi kimsenin haddi olmayan yorumlar veya cinsel hayatın varlığını eleştirme gibi durumlarla çok karşılaştık. Burada hastanın özel hayatına, tercihlerine, mahremiyetini saygı duyup, eleştirmeden ve yargılamadan onları anlayarak doğru ve temiz bilgi vermek gerekiyor. Aksi suç zaten. Sağlık personelinin de bu konularda daha çok eğitilmesi gerektiği de açık. Günümüzde rahim ağzı kanseri ve öncülü rahatsızlıkların aşı ile önlenebilir, erken tanıyla tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu söylememiz gerekir. Hastaya doğru yol haritası çizdiğimizde nasıl yol alacağını bildiği için tüm kaygıları ortadan kayboluyor.
Okurlarımıza bir çağrı yapmanızı istesek taramalara katılmak konusunda, ne söylemek istersiniz?
Rahim ağzı kanserinin erken tanıyla önlenebilir bir hastalık olduğunu unutmamalılar. Tarama için en yakın aile sağlık merkezine veya KETEM’e gidip 30-65 yaşındalarsa 5 yılda bir ücretsiz HPV testini yaptırabilirler. Ayrıca bu bilgiye sahip olanların, bu bilgiden sorumlu da olduklarını düşünüyorum. Bu nedenle çevresindeki kadınları HPV tarama testine yönlendirerek onların hayatlarında önemli kazanımları sağlayacaklarını bilmelerini isterim.
Değerli görüşlerinizle katkı koyduğunuz için teşekkür ederiz.