Bu siteyi kullanarak Çerez Politikası'nı ve KVKK şartlarını kabul etmiş olursunuz.
Kabul et
İlaç Emekçileriİlaç Emekçileriİlaç Emekçileri
  • Haberler
    • Haber
    • Gündem
    • Dosya
    • Köşe Yazısı
    • Haber
    • Gündem
    • Dosya
    • Köşe Yazısı
    Okunan:Mor Gün: Kişisel Bir Epilepsi Hikayesi
    İlaca Zam Kapıda
    GündemKöşe Yazısı

    “Patron Kulüpleri” Haddini Bilsin, Kamu Eczacıları Canımızdır!

    Tüm Eczacı İşverenler Sendikası'nın kamu eczacılarımızı zan altında bırakan, piyasacılık saçan hadsiz…

    Uzm. Ecz. M. Buğra Üstündağ 4 dakikalık okuma
    Novartis 14 İlacını Türkiye'den Çektiğini Açıkladı 
    GündemKöşe Yazısı
    Meslek Örgütü Seçimlerinde Oy İsteyenlere Genç Eczacılar Ne Sormalı?
    İlaç Meta Değildir, Toplumsal Bir Üründür
    HaberSöyleşi
    Genç Eczacılar Artık İsyan Ediyor!
    ilac yoklari nasil ele alinmali
    GündemHaber
    İşte SGK’nın ödeyeceği “müjdelenen” 5 kanser ilacı!
    Sağlığımızı Bozan Reklamlar
    HaberGündemKamu SpotuKöşe Yazısı
    Gıda Takviyeleri Nasıl Ölüm Saçar?
  • Kamu Spotu
    Sağlığımızı Bozan Reklamlar

    Gıda Takviyeleri Nasıl Ölüm Saçar?

    Sağlık Ayağa Düştü, Hatta "Ayak Yoluna"

    Sağlık Ayağa Düştü, Hatta “Ayak Yoluna”

    Etik Bir Sorun: Influencer Eczacılar

    Etik Bir Sorun: Influencer Eczacılar

    Eczaneden Şahsiyetler: İlaç Fiyat Farkı ile Pazar Alışverişi Yapabilen Yoksullar

    Eczaneden Şahsiyetler: İlaç Fiyat Farkı ile Pazar Alışverişi Yapabilen Yoksullar

    Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol İle Zona Hastalığı ve Aşısı

    Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol İle Zona Hastalığı ve Aşısı

  • Söyleşi
  • Kantin
  • Kültür Sanat
  • Podcast
Okunan:Mor Gün: Kişisel Bir Epilepsi Hikayesi
Font ResizerAa
İlaç Emekçileriİlaç Emekçileri
Font ResizerAa
  • İlaç Emekçileri
  • Haber
  • Gündem
  • Kamu Spotu
  • Dosya
  • Köşe Yazısı
  • Söyleşi
  • Kantin
  • Kültür Sanat
  • Podcast
  • İletişim
Arama
  • Haber
  • Gündem
  • Dosya
  • Köşe Yazısı
  • Kamu Spotu
  • Kantin
  • Söyleşi
  • Kültür Sanat
  • Podcast
Takip Et
  • İlaç Emekçileri
  • İletişim
  • KVKK
Copyright © 2024 İlaç Emekçileri. Tüm Hakları Saklıdır.
Designed & Developed by Hip Medya
İlaç Emekçileri > Yazılar > Köşe Yazısı > Mor Gün: Kişisel Bir Epilepsi Hikayesi
Köşe Yazısı

Mor Gün: Kişisel Bir Epilepsi Hikayesi

26 Mart Dünya Epilepsi Farkındalık Günü vesilesiyle sizlere kendi hikayemi, epilepsiyle tanışmamı ve bunu kabul ediş sürecimi anlatmak istiyorum. Toplumumuzda sıkça görülen epilepsi, tanısı zor bir hastalık. Daha zoru epilepsi ile yaşamaya başlayan insanların bunu kabullenmesi... Çoğu zaman kendini hayattan soyutlama ile sonuçlanan bu sürecin, aslında öyle olmayabileceğine dair bir gerçeklik de var.

Ecz. Betül Gündüz Aydoğdu
Son güncelleme: 26 Mart 2024 22:56
Ecz. Betül Gündüz Aydoğdu 4 dakikalık okuma
Paylaş
Mor Gün: Kişisel Bir Epilepsi Hikayesi
Mor Gün: Kişisel Bir Epilepsi Hikayesi
PAYLAŞ

Takvimler 28 Mart 2020’yi gösteriyordu. Pandemi dönemi, bir cuma akşamı nöbetten çıkmış, sedyede kestirebildiğim kadar bir uykuyla cumartesi gündüz nöbetine devam ediyordum. Akşamdan beri içimde hissettiğim bir huzursuzluk vardı. Sabah nöbete devam etmeye çalışırken fazlaca yorgun ve halsiz hissediyordum kendimi. İnsanlar bana seslendiğinde fark etmiyor ve konuşulanları anlamakta zorlanıyordum. Pandemi tedbirlerinden dolayı hastalardan kapıda reçetelerini alıp ilaçlarını hazırladıktan sonra kapıda teslim ediyorduk. Öğle saatlerine doğru bir hastadan reçetesini aldım ve sonrası koskocaman bir boşluk…

Gözümü açtığımda bir sedyede tomografiye götürülüyordum ve her yerim morluk içerisindeydi. Devamı ise kesit kesit… Aradan bazı anları hatırlayabiliyorum. Hastanedeki odama götürüldüğümde belden aşağım tutmuyordu. Bana ne olduğunu anlayabilmiş değildim. Biraz toparlandıktan sonra bayıldığımı ve sonrasında kriz geçirdiğimi söylediler. Türkiye’deki ilk COVID vakası birkaç hafta önce görüldüğü için şüpheli olarak görülüyordum. Enfeksiyon hastalıkları uzmanı, beyin cerrahı, nörolog ve dahiliye uzmanı kontrolünde tutuluyordum. Biraz kendime geldikten sonra eczanemin kamerasından bana ne olduğuna bakmak aklıma gelebilmişti. Kamerada gördüklerim fakülte sıralarında öğrendiğimiz epilepsi krizinin aynısıydı. Birden yere düşüyor ve kontrolsüzce kasılıyordum. Hastanede üzülmemem için bana yeterli bilgi paylaşmıyorlardı ama aklıma E-Nabız sistemi üzerinden tedavime ulaşmak geldi. Buradan geçirdiğim kriz anında kafamı çarpmam sonucunda ufak bir beyin kanaması geçirdiğimi, antiviral, antibiyotik ve antiepileptik tedavi aldığımı öğrendim.

Birkaç gün hastane yatışından sonra yapılan ek tetkikler ve gözlemle geçen 6 ayın sonucunda teşhisimi alabilmiştim. Ben Juvenil Miyoklonik Epilepsi hastasıydım. Hayatımın bundan sonrasını bu teşhisle geçirmek zorundaydım. Bir süre araba kullanmam yasaklanmıştı. Dikkat etmem gereken pek çok husus vardı. Artık fazla yorulmak, uzun süre aç kalmak, uykusuz kalmak, strese girmek yasaklanmıştı. Hayatta hiçbir zaman meraklısı olmadığım ekstrem sporların yasaklanmasına dahi üzülüyordum.

Öyle bir psikolojideydim ki elinden oyuncağı alınmış bir çocuk gibi gözleri dolu dolu geziyordum.

Çevremdeki çoğu insan toplumdan izole olmamam için bu hastalığa sahip olduğumu söylemememi tembihliyorlardı. Ben toplumdan izole olması gereken bir insan mıydım? İnsanlar bana bundan sonra acıyacaklar mıydı? İnsanlar benden kaçacaklar mıydı? Her zaman tetikte bir hayat mı yaşamalıydım? Bu düşünceler beni bir süre kendimle kalmaya sürükledi. İşe gelip gitmek dışında fazla sosyalleşmiyordum. Pandemiden dolayı zaten herkes evindeydi. Sürekli evde oturmanın aslında kötü bir şey olduğunu anlamam biraz zamanımı aldı. Ben bunu anlayana kadar çoktan depresyona girmiştim bile. Bir süre kendi başıma çabaladım bu umutsuzluk girdabından kurtulmaya, fakat kendi kendime yetebilecek noktayı çoktan geçmiştim.

- Dayanışma Yaşatır -
Ad imageAd image

En sonunda yardım almaya karar verdim. Psikiyatriye gitmek bunun ilk aşamasıydı. Burada da yeni bir çıkmaz meydana geliyordu. Psikiyatristim koyduğu orta derece depresyon teşhisinden kurtulabilmem için antidepresan kullanmamı istiyordu fakat antidepresanlar epilepsi nöbeti eşiğini düşürüyorlardı. Korkularımdan bahsettiğimde yarı dozda tedaviye devam etmeye ve terapi eşliğinde ilerlemeye karar verdik. Hala daha devam etmekte olduğum bu görüşmeler bana çok iyi geliyordu. Bir süre sonra içinde bulunduğum durumla barıştım.

Daha Fazla Oku

İlaca Zam Kapıda
“Patron Kulüpleri” Haddini Bilsin, Kamu Eczacıları Canımızdır!
Meslek Örgütü Seçimlerinde Oy İsteyenlere Genç Eczacılar Ne Sormalı?
Gıda Takviyeleri Nasıl Ölüm Saçar?
İlaç Firmalarının Angarya İşlerinden Eczacılar Sorumlu Değildir!
Ferdi Zeyrek İçin Aranan İlaç ve İlaç Yokluklarıyla Yaşamını Yitirenler

Artık hiç kimseden çekinmeden “Ben epilepsi hastasıyım!” diyebiliyorum. Kendimi hiçbir şeyden geri bırakmıyorum. Düzenli olarak spor yapıyorum. Gezmek istediğim yerlere seyahatlerde bulunuyorum ve rahatlıkla eczane nöbetlerimi de tutabiliyorum. Bu hastalık hayatında neyi değiştirdi diye soracak olursanız da rahatlıkla şunu söyleyebilirim; artık beni üzen, kıran, yenilerin tabiriyle “toksik insanlardan” uzakta duruyorum.

Herhangi bir rahatsızlığınız olsun olmasın sizlere tavsiyem hayatınızda sizi üzen hiç kimseye yer vermeyin. Çünkü hayat size ruhen yük olan insanları çekmek için çok kısa ve bu kısa vakit dolu dolu yaşanmaya değer.

İnsanların kafalarındaki önyargılar, hakkınızda ne düşündükleri sizi değil, sadece bunu düşünen kişiyi ilgilendirir. Siz de benzer süreçlerden geçiyorsanız yardım almaktan çekinmeyin ve kendinizi hastalık etiketleriyle tanımlamayın. Sizi siz olduğunuz için seven insanlarla olun ve sevdiğiniz işlerle uğraşın. Zamanla göreceksiniz ki bedeniniz de ruhunuz iyileştikçe daha iyi olacak…

26 Mart Dünya Epilepsi Farkındalık Günü, toplumu epilepsiye karşı bilinçlendirmek ve epilepsili bireyleri topluma kazandırmak için mor renk ile sembolize ediliyor.

Etiketler:26 Mart Epilepsi Farkındalık Günü, Epilepsi, Epilepsi İle Yaşamak, Türk Epilepsi İle Savaş Derneği
Bu makaleyi paylaş
Facebook Twitter Whatsapp Whatsapp Telegram Email Bağlantıyı Kopyala Yazdır
Önceki Makale Yaşlılara Saygı, Ama Nasıl? Yaşlılara Saygı, Ama Nasıl?
Sonraki Makale Fakültenin Önünü Saran Hastalıklar: Madde Bağımlılığı Fakültenin Önünü Saran Hastalıklar: Madde Bağımlılığı
Yorum yapınYorum yapın

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

FacebookBeğen
TwitterTakip et
InstagramTakip et
YoutubeAbone Ol
- Dayanışma Yaşatır -
Ad image

Bunları da beğenebilirsin

eczacilik
Köşe Yazısı

2013 Sonrasında Okuyup Mezun Olanlar Eczacı Değil Mi?

Geçtiğimiz mart ayında Sağlık Bakanlığı bünyesindeki kamu kuruluşlarına yapılan atama…

7 dakikalık okuma
Eczacılık Korunması Halk Sağlığı Gereğidir!
Köşe Yazısı

Eczacılığın Korunması

İlacı zehirden ayıran şeyin yasal hâkimi eczacı, mekânı ise eczanelerdir.…

5 dakikalık okuma
Eczaneden Şahsiyetler: "Deli Yeter”
Köşe Yazısı

Eczaneden Şahsiyetler: “Deli Yeter”

Eczaneler "insan laboratuvarıdır" diyorsak, bu biraz da hayatı ve bize…

4 dakikalık okuma
Yeni Mezun Eczacılar Üzerine
Köşe YazısıGündem

Yeni Mezun Eczacılar Üzerine

Eczacılık eğitimi ardından, mezuniyet sonrası hepimiz çalışma alanımızın gerçekleriyle yüzleşiyoruz.…

4 dakikalık okuma
İlaç Emekçileriİlaç Emekçileri
Takip Et
Copyright © 2024 İlaç Emekçileri. Tüm Hakları Saklıdır.
Designed & Developed by Hip Medya
  • İlaç Emekçileri
  • İletişim
  • KVKK
Oturum Aç

Giriş yapmak için aşağıdaki bilgileri doldurunuz.

Şifreni mi unuttun?