Bu sene 186. yılını geride bıraktığımız 14 Mayıs Bilimsel Eczacılık Gününe dair umut dolu güzel bir konu ile ilgili yazmak isterdim. Ancak son zamanlarda mesleğimizin icrasını zorlaştıran angarya işler bunu pek mümkün kılmamakta. Bu işlerin en son örneği ise 25 Mart 2025’te fiyat düşüşü olan iki kalem ilacın stok zararı için bildirilmesi oldu. İlacın üreticisi olan firma bu tarihte elinde ilacın bu iki formundan bulunan meslektaşlarımızın zararını karşılamayı taahhüt etti. Ancak bu zarardan kaynaklı geri ödemeyi alabilmek tabiri caizse tam bir olay oldu. Ecza depoları aracılığıyla yapılan ilk bilgilendirme, 25 Mart 2025 tarihinde fiyat düşüşü olacağı, fiyat ve iskonto farklarını firmanın karşılayacağı ve bu ilaçların iadesinin kabul edilmeyeceği yönündeydi. 25 Ekim 2024 tarihinden itibaren eczaneler tarafından alınan bahsi geçen ilaçların beyanlarının firmanın web sitesi üzerinden yapılması isteniyordu. Firmanın sistemi 4 Nisan 2025 tarihinde açılacaktı.
İlaç Takip Sistemi’ne (İTS) firmanın IP adresini girmemiz koşuluyla bazı meslektaşlarımız bildirimlerini yapabildiler. Ancak Türk Eczacıları Birliği tarafından yapılan açıklama ile İTS’ye firmanın IP adresinin girilmesinin hem mevzuata aykırı olduğu hem de eczacıların bilgi güvenliği açısından tehlikeli olduğu tarafımıza bildirildi. Nitekim belirtilen tarihte bahsi geçen ilaçlara ait karekod girişleri tarafımızca yapılamadı.
Bildirimlerin yapıldığı firmanın sitesine bir süre erişilemez oldu. Eczacıların başka işi yokmuş gibi, firmaya yapılan taleplere yönelik başvuru dönemleriyle ilgili duyuruların firmanın başlangıç sayfası üzerinden yapıldığı ve bu nedenle güncel bilgilere ulaşılabilmesi açısından ilgili sayfanın belirli aralıklarla takip edilmesi vaaz ediliyordu.
Sitenin bildirimlere açıldığını, bildirimlerin 12-14 Mayıs tarihlerinde yeniden yapılabileceğini ise yine ecza depoları aracılığıyla öğrendik. Bu kez iki farklı yöntem tarafımıza sunulmuştu. Birincisi, Türk Eczacıları Birliği’nin mevzuata aykırı ve riskli açıklamasına rağmen yine İTS’ye firmanın IP adresini girerek bildirim yapılması; diğeri ise her bir karekod için ayrı ayrı, karekodun İTS’de sorgulandığı ekranın ekran görüntüsünün alınarak İTS ürün hareketlerinin Excel dosyasının eklenerek şehrin, ilacın alındığı ecza deposunun adının, ecza deposunun şubesinin seçilmesi ve kaydedilmesiyle mümkün kılınmasıydı.
Elbette ki iki günlük süre bu angarya için yeterli olmadı ve bildirim 19 Mayıs’a kadar uzatıldı. Elinde onlarca kutu bu ilaçlardan bulunan meslektaşlarımızın yaşadığı sıkıntı görmezden gelindi.
Tüm bu yaşadıklarımız her ne kadar trajikomik olsa da maalesef belli aralıklarla başımıza gelmekte. Binlerce eczacının maruz kaldığı angarya işlerin ne boyuta geldiğinin de bir kanıtı. İlaç firmalarının keyfi tutumundan kaynaklanan bu tarz konular sunduğumuz sağlık hizmetini sürdürülemez hale getiren etkenlerden biri. Bilimsel bilgimizle halk sağlığına katkı koymamız için yeminle edindiğimiz önlüklerimiz kırtasiyecilikle lekelenir hale geliyor.
Halkımızın ilaca ve sağlık danışmalığına en iyi şekilde ulaşabilmesi tek gayemiz. Bu gayemizi hakkıyla yerine getirebilmek için eczacıların kıymetli vakitlerini kendileriyle alakalı olmayan sorunların çözümünde kullanmak yerine mesleğinin icrasına ayırabilmesini garanti altına alacak bir sistem inşa edilmeli. Bizler üzerimize düşen mesleki sorumlulukları yerine getirirken öznesi olmadığımız sorunların çözümü için sorunun öznelerinin kendi sorumluluklarını yerine getirmesi gerekiyor. Eczanelerimizde zorlu ekonomik şartlarda en iyi hizmeti vermeye çalışırken bu tarz konularla mücadele etmek bizi gerçekten yıpratmakta. İlaç fiyat düşüşünü belirleyen de biz değiliz, bu ilaçlardan milyar dolarlarca kâr edenler de.
Eczaneler sağlıksız bu sistemin yükünü taşımak zorunda değil. Kanıksamamak için herkese kendi görevini hatırlatıp sorumluluklarını yerine getirmeye davet etmeliyiz. Bu konuda meslek örgütlerimizi de daha aktif bir rol almaya çağırıyoruz.
Bilimsel eczacılığın 187. yılında bu ve bunun gibi pek çok sorunumuzun çözülmesi umut ve dileğiyle…