Uyuz hastalığını artık duymayan kalmadığı gibi, yakalanmayan insan sayısı da çok az artık. Oysaki bu hastalığın “salgın” kimliğini kazanması 2018’lerde başladı ama ne yazık ki hiçbir resmi kurum ciddiye almadı. Bu kontrolsüzlük artık sorunu neredeyse denetlenemeyecek hale getirdi.
Uyuz hastalığı kaşıntı, döküntülerle seyreden, temasla hızla bulaşan bir deri hastalığı. Nedeni “sarcoptes scabiei hominis” adında bir parazit. Bulaş durumundan 2 ile 6 hafta arasında belirti veriyor.
Neden uyuz hastalığını ciddiye almalıyız?
Gözle görülmesi pek mümkün olmayan bu akar, deri üzerinde çiftleşme sonrası erkek parazit ölüyor ve dişi parazit yumurtalarını bırakmak için deri altında tünel açarak larva ve dışkısını buraya bırakıyor. İşte bu noktadan sonra uyuz hastalığı hayatımıza girmiş oluyor. Akarın deri altına yumurtalarını ve dışkısını bırakması kişide kaşıntıya, alerjik tepkimeye neden oluyor. Deri yüzeyini kaşıyan hasta, bu akarların deri altından yüzeye çıkmasına da neden oluyor. Böylece bir kısır döngü tamamlanıyor. Onlar yeniden çiftleşiyor ve yeniden deri altına yumurta bırakıyor. Artık sayısız parazit, derinin özellikle kıvrımlı yerlerine yerleşmiş oluyor. El parmak araları, el bileğinin iç yüzü, koltuk altı, ayaklar, kalça, kadınlarda meme uçları, erkeklerde genital bölgeler en fazla parazitin tünel açtığı alanlar.

Tabi ki her kaşınma uyuz değildir, dermatologların deri yüzeyinden döküntü alıp mikroskobik incelemesiyle teşhis konulur.
Uyuz hastalığının tedavisiz geçmesi mümkün değildir. Zaten tedavisi zahmetli ama bulaş durumu çok kolay bir hastalık olduğu için yaklaşık 6 yıldır bir salgın halini aldı. Ve ne yazık ki halen görmezden geliniyor ve “basit” bir hastalık gibi dikkate alınmıyor.
Uyuz tedavisine giren kişilerde kaşıntılar o kadar şiddetli ve süreklilik gösteren bir durumdur ki tedavi sonrası hastanın psikolojik sağlığında ciddi tahribatlar yaratır ve uyuz geçse bile bu kaşıntı duygusunu psikolojik olarak yenemeyen hastalara rastlamak mümkündür.
Yaş, gelir grubu, temiz olmak size bağışıklık sağlamaz. Ancak yoksul yurttaşlarımızın insana yaraşır barınma koşullarına sahip olamaması, uyuzun yayılmasına sebep olacak şartlara davetiye çıkardığını da bilmek gerekir. Yani herkes birer uyuz hastası adayıdır. Bu salgın kontrol altına alınmadan da bu bulaş durumunu engellemek mümkün değildir. Toplu yaşanılan yerler; öğrenci yurtları, yaşlı bakım merkezleri, kışlalar, kalabalık aileler salgının yaygınlaşmasında en etkili yerlerdir. Spor salonları, giyim mağazalarında ürün denenmesi gözden kaçırılan bulaş alanlarının bazılarıdır.
Uyuz nasıl tedavi edilebilir?
Bu kadar yaygın olan bu hastalığın tedavisi var mı? Elbette var. En önemli noktası tedavi sırasındaki hijyenin nasıl sağlanacağıdır. Ama daha önemlisi bu hastalığın oral yolla tedavisi için üretilen ilacın ülkemizde ruhsat alması. Ancak devlet ödemiyor. Evet, bir salgın var ama ilacın ödemesini SGK yapmıyor. İlaç ülkemizde üretiliyor üstüne üstlük.
İlacın etken maddesi ivermectin. Bu ilaç, 1981 yılından bu yana tedavide kullanılırken etken maddeyi bulan bilim adamları 2015 yılında Nobel ödülü aldı. Sorunun bir toplum sağlığı sorunu olduğunu düşünürsek devletin ödeme kapsamına almamasını anlamak mümkün değil.
Peki tedavi nasıl yapılıyor: Oficinal (kutu ilaç) ilaç olarak ülkemizde “permectin” etken maddeli losyonlar satılmaktadır. “Permectin” uyuz vakalarında çok etkilidir ancak; eksik, yanlış kullanımı nedeniyle tedavide sonuç alamama durumu da sık rastlanılan bir şikayettir.

“Majistral” (eczanede yapılan ilaç) formüller daha sık kullanılmaktadır. Doktorların reçetelendirdiği bu formüllerin ana maddeleri vazelin, “soufre precipite, huil de cade ve lanolin” karışımıdır. Çocuklarda “peru balsamı” tercih edilir.
“Majistral” formülü hastaların kullanmakta zorlandığı nokta “soufre precipite ve huil de cad”ın yoğun kokusudur. Tedavi belirti olsun ya da olmasın tüm ailede ya da aynı alanda yaşayan herkeste eş zamanlı başlamak zorundadır.
Yaşam alanının hijyeninden, kişinin kullandığı giysi, çarşaf, yorgan, battaniye, halı, ev eşyası her şeyin temizlenmesi de aynı zamanda yapılmalıdır.
Uyuz çabuk bulaşan ama bulunduğu yeri öyle kolay terk etmeyen bir parazittir, o nedenle sabırlı ve sürekliliği olan bir tedavi uygulanmalıdır.
Eczanede hazırlanan “majistral pomat” 3 gün üst üste sürülür, en son sürüldükten 8 saat sonra yıkanılır. 3 gün yıkanmamak ve çıkarılan giysilerin yeniden giyilmemesi daha iyi sonuç vermektedir. Banyo sırasında kükürtlü sabunla desteklemek yararlı olacaktır.
Bu sürede ortamın temizlenmesi dikkat edilmesi gereken en önemli noktadır.
Yıkanacak her şey en az 60 derecede yıkanmalı ve sonrasında ütülenmeli, yıkanmayacak tüm kıyafet ve eşyalar (halı, kilim, yorgan, battaniye, terlik ayakkabı vs.) ağzı kapalı bir çöp torbasında 5 gün bekletilmelidir.
Evin ilaçlanması önemlidir
Çok sıcak su ile yıkanmak paraziti öldürmez aksine sonrasında kaşıntıları daha da artırabilir.
Yaşlı ve bebeklerde kaşıntılar daha yoğun yaşanabilir, bu nedenle tedaviye onların da alınması unutulmamalıdır.
Bu süreç dikkatli ve özenli geçirildikten sonra yine de bir süre kaşıntılar ölü parazitin kalıntıları ve derideki duyarlılık nedeniyle devam edebilir. Bu süreçte dermatolog yine döküntü alıp akarların yaşayıp yaşamadığını kontrol edecektir.
Bu kadar yoğun kaşıntının ardından kişinin bu alışkanlık ve duygudan kurtulması bazen uzun sürebilmektedir.
Bu süreçte doktorun önereceği antihistaminiklerle rahatlama sağlayabilir. Tedavi sonrası kuruyan cilt için nemlendirici iyi gelecektir.
Zor, zahmetli, yorucu bir tedavi sürecinden sonra tamamen kurtulmak mümkündür ama ortamın temizlenmesi mutlaka yapılmalıdır.
Bu kadar yorucu sürecin sonundaki en ufak aksama hastanın yeniden bu hastalığa yakalanmasına neden olmaktadır.
İki doz ile bu hastalığın kolayca tedavisi yapılabilecekken ilacın halkın kullanımına sunulmaması nasıl bir mantıktır, bilmiyoruz.
Depremin daha ilk aylarında defalarca bunu dile getirmemize, ilacın ücretsiz dağıtılmasının zorunlu olduğunu anlatmamıza rağmen göz ardı edilen uyuz hastalığı hijyen koşullarının en zor olduğu bu bölgede bir salgın halini alması kaçınılmaz bir sondu.
“Geldiğimiz noktada salgının alanı çok geniş. Bu nedenle tedavinin akılcı devam etmesi için
İvermectin’in SGK’nin ödeme listesine alması gerekli.”
“İvermectin” içeren ilacı üreten iki tane firma var ve ilaçlar piyasada. Ancak kişi hastalandığında aynı mekânda yaşayan bireylerin hepsi tedaviye alınması gerektiği için ilacı ücretli olarak almak çok pahalı. Bu nedenle devletin ödediği losyonlarla ya da” majistral” formüllerle tedavi yapılmaya çalışılıyor ancak geldiğimiz noktada salgının alanı çok geniş. Bu şekilde devam etmesi de mümkün değil.
Sanırım tedavinin akılcı devam etmesi için İvermectin’ in SGK’nin ödeme listesine alması, karar mercilerinin uyuza yakalanması ile mümkün olacak, hep birlikte bunu dileyelim.