Havalar bozdu bu Haziran akşamında, gece uzun, yıldırımlar bir bir düşüyor karşı tepeye.
Her yıl Haziran ortasında kiraz festivali olur bizim kasabada öteden beri, tam bu sıralar. Koca koca taneli kirazları kulağına geçirmiş çocuklar görünür mahalle aralarında. Şimdi evlerinin penceresinde heyecanla karışık korkularıyla doğanın illüzyonunu izliyorlar.
Sokaklar boş, yağmur erken bitirdi günü, kendisi tüm gece ayakta belli ki.
Bir de tabi ki nöbetçi eczane…
Haftasonu birçok gencin kaderini belirleyecek üniversite sınavları var.
İşte o gençlerden birisi yanaşıyor şifa dükkanına…
Kaygılı gözler selam verdi, kalem tutmaktan nasır tutmuş parmakları uzattı reçeteyi…
Epeydir kırmızı reçete gelmiyordu nöbette. Eskiden kızıla bulanmış matbuu halde gelirdi, teknoloji gelişti, 7 rakam ve harften oluşan bir şifre artık elimdeki.
Reçeteyi medulaya girdim, Çise huzursuz gibi. Gözleriyle eczaneyi inceliyor, hemen gidesi var bir yere yetişecek gibi. Gözleri bir eczanede, bir gelecek kaygısında, bir halledilmesi gereken başarıda dalmış, hiperaktif…
Reçete ekrana düşünce teşhis yanıltmadı:
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu(DEHB).
Yazılı ilaç piyasada yok! Gel de anlat şimdi kızcağıza…
Ona bir ilaç lazım, o da bu gece lazım..
DEHB’lilerden daha çok sağlık sistemimiz yaşıyor organizasyon sorununu, düşünmeden hareket edenler yüzünden…
Çabuk sıkıldı yöneticiler, detayları gözden kaçırdılar, unutkanlık başladı, halk sağlıkçıları dinlemekte güçlük çektiler.
Çise onlara baksa kendini daha sağlıklı hissedecek eminim…
Mezuna kalmış, üstünde halledilmesi gereken bir yüke dönüşmüş düşlediği mesleğe erişeceği sınavlar.
Bir tedirgin, bir öfkeli, bir azimli, bir bunalmış…
Söyledim ilacın yokluğunu, tek kurtuluşu oymuş gibi “Bu sefer de mi başaramayacağım!” diyordu gözleri…
Şans o ya, aylar önce gelmeyen hastadan bir tane kalmış arkada bir poşetin içinde!
Bu ilaç;
“Beynin aktif olmayan bölümlerinin aktivitesini artırır. İlaç, dikkati (dikkat süresini), konsantrasyonu
(odaklanmayı) geliştirmeye yardımcı olur ve dürtüsel
davranışları azaltır.”
Bir de “İlaç, genellikle psikolojik eğitsel ve sosyal terapileri içeren tedavi programının parçası olarak verilir.”

Randevu sorunundan dolayı en son ne zaman gidebildi hekimine yeniden kim bilir..
Üstüme vazife mi bilemedim ama orayı tamamlamak istedim el yordamıyla…
Sevdiğim bir Sovyet resmi var, adı “Son Yokuş.”
İlacın varlığını bildirdiğimde sevinen gözlerine bakıp “Birdakikanı daha alabilir miyim?” dedim.
“Tabiii”
Yazıcıdan çıktı aldım resmi, poşetin içine koydum.
“Her ne dürtüverirse versin, çileye dönüştürdüğün özleminin yükünü son bir yokuş olarak gör.
Son..
Son bir kere…
Ve işte bitti, pedal çevirmeden rüzgarı hissedeceğin günü sana getiren son bir irade…”
Ne kadar dikkat kesildiğine ben de şaşırdım.
Gülümsedi.
Belki de uzunca aradan sonra ilk defa içinden gelerek “halledicez” dedi…