Lepra hastalığına karşı toplum tarafından oluşmuş yanlış inanışların önlenmesi ve erken teşhis edilmesini sağlamak amacıyla her yıl Ocak ayının son pazar günü Dünya Cüzzam Günü ve Ocak ayının son haftası Dünya Cüzzam Haftası olarak kabul edilmiştir.
Halk arasında Cüzzam adıyla da bilinen Lepra veya Hansen hastalığı, Mycobacterium leprae tarafından oluşturulan, başta deri ve sinir sistemi olmak üzere, tüm organ ve sistemleri etkileyebilen, bulaşıcı bir enfeksiyon hastalığıdır. Tarih boyunca en çok korkulan hastalıklardan olan ve yarattığı korkunun büyük ayrımcılıklara yol açtığı bu hastalık; tanısı kolay, bulaşıcılığı düşük ve tedavi edilebilirdir.

Cüzzamla Savaş
Cüzzamla savaş denildiğinde ise ülkemizde ilk akla gelen isim aydınlanma mücadelesinin de önemli isimlerinden olan Prof. Dr. Türkan Saylan’dır. 1976 yılında lepra (cüzzam) çalışmalarına başlayan Türkan Saylan, Cüzzamla Savaş Derneği ve Vakfı’nı kurdu. 1986’da kendisine Hindistan’da “Uluslararası Gandhi Ödülü” verildi. 2006 yılına kadar Dünya Sağlık Örgütü’nün lepra konusunda danışmanlığını yaptı. Uluslararası Lepra Birliği’nin (ILU) kurucu üyesi ve başkan yardımcılığı görevlerini üstlendi. 1981-2002 yılları arasında 21 yıl gönüllü olarak Sağlık Bakanlığı İstanbul Lepra Hastanesi Başhekimliği’ni yaptı. Ayrıca. Dermatopatoloji Laboratuvarının, Behçet Hastalığı ve Cinsel İlişkiyle Bulaşan Hastalıklar Polikliniklerinin kurulmasında yer aldı. Aynı zamanda 1995 yılında Türkiye Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin kuruluşuna öncülük etti. Özellikle kız çocuklarının eğitimi konusunda ömrünün sonuna kadar dernek ile birlikte mücadelesine devam etti.
17 yıl meme kanseri tedavisi gören Türkan Saylan vefatından bir ay önce, kemoterapi öncesi kan örneği alınırken Ergenekon Davaları kapsamında, evi basılarak ev araması yapıldı. Ölümünden 10 yıl sonra 2019’da bu operasyonların Fethullah Gülen cemaatinin kumpasları sonucu yapıldığına karar verilerek hakkındaki davadan beraat etti.
1978 yılında toplumu bilgilendirme amacıyla TRT’den Uğur Dündar’a verdiği röportaj, toplum nezdinde cüzzama dair yanlış algıların düzelmesine yol açarak medyanın bilimin gerçek temsilcilerinin sesini duyurduğunda toplum sağlığına nasıl da katkı koyabileceğini gösterdi. Stigmatizasyon’un (damgalama) toplumu insanlık dışı davranışlara itebildiğini de gösteren cüzzam rahatsızlığının geçmişte ele alınış biçimi ve sonrasında gelen bakış açısının sağaltılması günümüzde HIV gibi rahatsızlıkları ele alırken toplumlara örnek oluşturuyor.