Demir, vücudun oksijeni taşıması için vazgeçilmez bir mineraldir. Vücuttaki demir dengesini koruyabilmek için erkeklerde günlük demir ihtiyacı 1-1,5 mg seviyelerindedir. Kadınların ise regl döngülerinden dolayı aylık ek 30 mg demire ihtiyaçları vardır. Ayrıca gebelik süresi boyunca da demir ihtiyacında artış olmaktadır.
Demir eksikliği, “demir eksikliği anemisi” denilen ve kansızlık olarak tabir edilen bir soruna sebep olmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) dünya çapında 6-59 aylık çocukların %40’ının, hamile kadınların %37’sinin, 15-49 yaş arası kadınların %30’unun anemik olduğunu tahmin etmektedir. Gebelikte anemi, annenin hastalanma ve ölüm riskinde artışa, fetüste intrauterin büyüme geriliğine, düşük doğum ağırlığına, erken doğuma ve perinatal mortalite riskinde artışa sebep olmaktadır.
Demir eksikliği, “demir eksikliği anemisi”
denilen ve kansızlık olarak tabir edilen bir soruna sebep olmaktadır.
Demir, doğal olarak kırmızı et, balık, kümes hayvanları, baklagiller, tahıllar ve koyu yeşil yapraklı sebzeler içerisinde bulunur. Bu gıdaların yanında C vitamininden zengin gıdaların tüketilmesi de demir emilimine katkıda bulunur.
Demir Eksikliği Belirtileri
- Yorgunluk
- Halsizlik
- Baş dönmesi
- Nefes darlığı
- Sersemlik hissi
- Soğuk eller ve ayaklar
- Baş ağrısı
- Pika sendromu (toprak yeme isteği)
- Soluk cilt, kolay morarma, hızlı nefes alıp verme ve hızlı kalp atışı (ileri seviye eksikliklerde)

Ayrıca demir takviyelerinin gıdalarla da etkileşimi bulunmaktadır. Tahıllardaki kepek, çay, kahve, kakao ve kalsiyum açısından zengin gıdalarla şelat oluşturduğu için demir emiliminde azalma olabilmektedir. Bu gıdalar tüketildiğinde demir takviyeleriyle arasında en az 2 saat boşluk bırakılmalıdır.
Demir Takviyelerinin Dikkatli Kullanılması Gereken Durumlar
Oral demir preparatları karaciğer ve böbrek hastalıklarını kötüleştirebilir. Karaciğer ve böbrek yetmezliği olan hastalarda doktor kontrolü altında IV tedaviler tercih edilebilir.
Kronik alkol kullanımı demir emiliminde artışa sebep olabilir. Kronik alkol kullanımı olan kişilerde demir takviyeleri kontrollü bir şekilde kullanılmalıdır.
Demir takviyeleri bazı enfeksiyonları şiddetlendirebilir. Bu yüzden özellikle HIV (+) hastalarda ve immün sistem baskılayıcı ilaçlarla tedavi gören hastalarda demir eksikliği anemisi kesinleştikten sonra demir takviyeleri kullanılmalıdır.
Demir Takviyesi Çeşitleri
Demir (II) İçerenler
Demir sülfat, ferro fumarat, demir glisin-sülfat kompleksi gibi maddeler +2 yüklü demir preparatlarıdır. Demir +2 içeren takviyelerin aç karnına kullanılması tavsiye edilir. Tatları kötüdür. Mide bulantısı, kusma, kabızlık, ishal ve karın ağrısı gibi yan etkiler yapabilir. Bu yüzden hasta uyuncu düşüktür. Gıdalarla etkileşime girebilirler. Özellikle sıvı formlarında diş boyanması gibi yan etkisi de mevcuttur. Günlük 5 mg/kg Fe+2 dozu aşılmamalıdır. Fumarat formunun toleransı diğerlerine göre daha yüksektir. Ancak diğerlerine göre emilim açısından kanıtlanmış bir avantajı bulunmamaktadır. Demir +2 preparatlarının emilimi Demir +3 preparatlarına göre 3 kat daha yüksektir.
Demir (III) İçerenler
Demir süksinat, demir polimaltoz, demir amonyum sitrat gibi formlar demirin +3 değerlikli halini içerirler. Yemeklerle beraber veya yemekten sonra da kullanılabilirler. Demir 3 iyonu kompleks bir iyondur ve bu yüzden gıdalarla etkileşimi beklenmez. Demir polimaltoz formunun kas içi uygulaması da mevcuttur. Demir amonyum sitrat gibi sıvı formunun tüketildiği durumlarda dişlerde boyama yapabilir. +2 değerlikli demir preparatlarına göre mide-bağırsak yan etki profili daha düşüktür.
Demir Bisglisinat
Düşük dozda yüksek tedavi etkinliğine sahiptir. Mide-bağırsak yan etkileri ve diğer duyusal yan etkileri daha düşüktür. Demir +2 ve Demir +3 içerikli preparatlara uyuncu zayıf olan hastalarda tercih edilebilirler.
Ferrik Pirofosfat (Nano Demir)
Diğer demir preparatlarına göre parçacık boyutu küçüktür. Rengi beyazdır. Bu yüzden toplumsal olarak yaygın demir eksikliği anemisi görülen bölgelerde tuzun içine eklenmesi düşünülmektedir. Parçacık boyutu küçük olduğu için emilimi yüksektir. Yüksek emilime rağmen demir sülfatın hemoglobin yükseltme seviyelerine ancak ulaşabildiğini gösteren çalışmalar mevcuttur. Demir sülfata göre avantajı; mide-bağırsak yan etkilerinin az olması, ağızda metalik bir tat bırakmamasıdır. Bu yüzden +2 değerlikli demirlere uyuncu zayıf olan hastalarda tercih edilebilirler.
Enkapsüle Demir
Demiri kapsüllemek gıdalarla ve ilaçlarla etkileşimi azaltır. Diş boyama, ağızda kötü tat bırakma gibi duyusal yan etkileri azaltmak için kullanılabilirler. Ancak demiri kapsüllemek demirin emilimini de azaltmaktadır. Sadece sıvı form kullanabilen çocuklarda ve yetişkinlerde diş boyaması yan etkisinden kurtulmak için tercih edilebilirler.
Demir Karboksimaltoz
İntravenöz kullanımı mevcuttur. Ağır anemisi olan hastalarda ve oral demir kullanımı riskli olan böbrek ve karaciğer yetmezliğine sahip hastalarda tercih edilirler. Anaflaksi riski açısından hastaların acil müdahalede bulunabilecek sağlık tesislerinde enjeksiyonlarını yaptırmaları tavsiye edilir. 500 mg ila 2000 mg arasındaki dozlarda uygulanırlar. İki uygulama arasında en az 7 gün olması tavsiye edilir.
Laktoferrin
Demire laktoferrin eklenmesi demirin etkinliğini artırsa da demir bisglisinat formu kadar etkili olmadığını gösteren çalışmalar mevcuttur. Laktoz intoleransı olan hastaların kullanması için uygun değildir. İçerisinde laktaz enzimini içeren preparatları piyasada mevcut olsa da laktoz intoleransı olan hastalarda kullanımı tartışmalıdır.