“Sabahın bir sahibi var; sorarlar bir gün sorarlar.
Ruhi Su
Biter bu dertler, acılar; sararlar bir gün sararlar.”
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın ağzından hiç düşürmediği bir hastane, Defne Devlet Hastanesi. On binlerce yurttaşımızın yaşamını yitirdiği Hatay’da, enkazdan kurtulduktan sonra bile sağlık hizmeti alamadığı için hayata tutunamamış binlerce yurttaşımız şimdi aramızda değil maalesef. Ama Bakan Bey övünüp duruyor “57 günde yaptım da 57 günde yaptım!”1
Depremden bugüne içinden geçtiğimiz bir yılda sağlık hizmeti sağlamakla yükümlü bir bakanın bir hastane üzerine konuyu daraltarak kendisini eleştirenleri manipüle ettiğini düşünüyorum. Evet, Defne Devlet Hastanesi birçok eksiklikle, siyasi şov amacıyla seçim sürecine meze olarak kısa bir sürede açıldı. Daha geçtiğimiz günlerde Hatay’ı ziyaretim sırasında bakanın sözleri aklıma gelince uğradığımda hastanenin lobisinde hastaları el arabası karşılıyordu.2 Hastanenin hemen karşısına kurulmuş 12 tane konteynır eczane de uzun aradan sonra hizmet verebilir hale gelmiş ancak bir yağmur yağmaya görsün hastane ile eczanelerin arası su göletinden geçilmiyordu. Birçok acının içerisinde varlık mücadelesi veren meslektaşlarıma kolaylıklar diliyorum. Peki, “Rekor sürede açıldı!” denecek diye eksiklikleriyle açılan bu hastane mi bakanın tek sorumluluk alanı?

Birçok acı haberin aynı anda alındığı bir süreçte büyük acılar kanıksanıp unutulabilir belki ama hatırlatmak elbette birilerinin boynunun borcudur.
Bölgeye yardım için gelenler gözlemlerini kamuoyu ile paylaşarak ilgi uyandırmak isterken onları tehdit ederek yalan beyanla yalanlayan, birkaç ay sonra AKP Sivas milletvekili aday adayı olmak için istifa eden dönemin Hatay Valisi, depremin ilk günü TOKİ tarafından inşa edilen Antakya Devlet Hastanesi ve 2012 yılında deprem dayanıklık testi olumsuz geldiği bilinen İskenderun Devlet Hastanesi’nin depremde yıkıldığını açıklamıştı.
Sağlık Bakanının sorumluluğunda olup yıkılan sağlık kuruluşları bununla bitmemişti. Hatay Eğitim Araştırma Hastanesi kullanılamaz hale gelmişti. Antakya 4 No’lu ASM, Antakya 8 No’lu Acil Sağlık Hizmetleri, Hatay Devlet Hastanesi Antakya Toplum Ruh Sağlığı Merkezi, Hatay Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi ve Altınçay Semt Polikliniği ağır hasar aldıkları için kullanılamaz hale gelmişti.4
Peki ya özel hastaneler…
Özel Doğu Akdeniz Hastanesi ve Özel Defne Hastanesi yıkılmış, hastaların ölüme terk edildiği basına da yansımıştı5. Yıkılan Özel hastaneler arasında CHP’li eski Defne Belediye Başkanı İbrahim Yaman’ın hastanesi Özel Akademi Hastanesi6 de bulunuyordu.
Hatay’a gönüllü sağlık hizmeti vermek üzere giriş yaptığımız ilk gün bu tabloyu gördüğümüzde gözlerimize inanamadık.
Düşünün, saatlerce uğraşıp enkazdan bir can çıkarıyorsunuz ama götürebileceğiniz bir hastane bile yok.
Düşünün, her sokakta böyle onlarca bina, her binada birçok daire, her dairede birçok can.
Düşünün, tam da böylesi bir afette en güvenilir yerler olması gereken sağlık hizmeti alınacak hastaneler içindeki hastalarıyla birlikte yıkılmış, hizmet veremez hale gelmiş.
Düşünün, tedavi umuduyla içine sığınmış hastaları yutan ama en korunaklı olması gereken bu binalardan sorumlulu olanlar gelmiş size “57 günde hastane yaptık” diye caka satıyor.
İnsanın aklı almıyor bu aymazlığı…
Halk gerçek sorumluları biliyor!
Evet, Defne Devlet Hastanesi’nin yetersizliklerini konuşalım.
Ama unutmayalım daha büyük suçları.
Unutmayalım, o hastanelerin yoğun bakımlarında yaşamını yitirenleri.
Unutmayalım küvezde yitirdiğimiz bebeleri.
Unutmayalım sağlık hizmeti alacak hastane bulamadığı için yaşamını yitirenleri.
Unutmayalım, asıl sorumluları.